İmanın Toplumsal Tezahürü: İslam'da Komşuluk Hakları
İslam, bireyi toplumdan kopuk görmez. Aksine, müminleri birbirine kenetlenmiş, bir "vücudun organları gibi" olan bir kardeşler topluluğu olarak tanımlar. Bu toplumsal yapının en temel ve en yakın halkasını ise "komşular" oluşturur. Komşuluk, İslam nazarında coğrafi bir yakınlıktan ibaret değil, imanla doğrudan ilişkili, hukuki ve ahlaki sorumluluklar getiren kutsal bir kurumdur. Bu kutsal ilişkinin en sıcak ve en bereketli tezahürlerinden biri ise, hiç şüphesiz ki "yemek paylaşımı" ve "ikramlaşma"dır.
Cebrail'in Israrı: Komşuyu Mirasçı Zannettiren Hadis
Komşuluk haklarının İslam'daki önemini anlamak için, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) bu konudaki en çarpıcı hadis-i şeriflerinden birine kulak vermek yeterlidir:
"Cibrîl (Cebrail), bana komşu hakkı hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki, nerede ise komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim."Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140
Vahiy meleği Cebrail'in (a.s), Allah katından getirdiği mesajlar arasında komşu hakkına bu kadar sık ve ısrarlı bir şekilde yer vermesi, bu konunun doğrudan doğruya ilahi bir emir olduğunu göstermektedir. Peygamberimizin "neredeyse mirasçı kılacak zannettim" ifadesi, İslam hukukunda komşu hakkının, neredeyse kan bağıyla sabit olan akrabalık hukuku kadar güçlü ve önemli bir konumda olduğunu vurgular. Komşunun canının, malının ve namusunun korunması, bu kutsal emanetin bir gereğidir.
İmanın Ölçüsü: "Komşusu Şerrinden Emin Olmayan..."
Peygamberimiz, komşuluk ilişkilerini imanın bir ölçütü haline getirmiştir. Bir kişinin "ben müminim" demesinin yeterli olmadığını, bu imanın komşusuyla olan ilişkisine yansıması gerektiğini belirtmiştir.
"Vallahi iman etmiş olmaz! Vallahi iman etmiş olmaz! Vallahi iman etmiş olmaz!" buyurdu. Sahabîler, "Kim iman etmiş olmaz, yâ Rasûlallah?" diye sordular. Bunun üzerine, "Komşusu, şerrinden (kötülüğünden) emin olmayan kimse!" cevabını verdi.Buhârî, Edeb, 29
Bir kişinin kıldığı namaz, tuttuğu oruç ne kadar çok olursa olsun, eğer komşusu onun dilinden, elinden veya herhangi bir zararından emin değilse, o kişinin imanında ciddi bir problem var demektir. Gerçek mümin, komşusu için bir güven ve huzur kaynağıdır.
Sosyal Adalet Manifestosu: "Komşusu Açken Tok Yatan Bizden Değildir"
İslam'ın komşuluk ahlakının zirvesini ve sosyal adalet anlayışının temelini oluşturan en sarsıcı ilke, şüphesiz ki bu hadis-i şeriftir. Bu ilke, bir Müslümanın vicdanına ve sorumluluk bilincine seslenir.
“Yanındaki komşusu açken, tok olarak geceleyen kişi kâmil bir mü'min değildir.”Hâkim, Müstedrek, IV, 185
Bu sorumluluğu yerine getirmenin en kolay ve en sıcak yolu ise yemek paylaşımıdır. Tencerede pişen yemekten bir tabak ayırıp komşuya göndermek, bu hadisin ruhunu yaşamanın en somut adımıdır. Peygamberimiz bu adımı atmayı o kadar kolaylaştırmıştır ki, şöyle buyurmuştur:
"Ey Ebû Zer! Çorba pişirdiğin zaman suyunu biraz fazla koy ve komşularından ihtiyacı olanları gözet."Müslim, Birr, 142
Bu tavsiye, paylaşmak için zengin olmaya gerek olmadığını öğretir. Gönderilen o bir tabak yemek, sadece bir karın doyurmaz; o tabak, sevgi, hatırşinaslık ve "seni düşünüyorum" mesajı taşır.
Gayrimüslim Komşu ile İlişkiler
İslam'da komşuluk hakları, din ve inanç ayrımı gözetmez. Komşu, komşudur. Abdullah bin Amr (r.a.) gibi büyük sahabelerin, evlerinde bir koyun kesildiğinde hizmetçilerine ilk olarak "Yahudi komşumuza payını verdiniz mi?" diye sormaları, bu ahlakın en güzel örneğidir. Gayrimüslim bir komşuya da aynı şekilde iyi davranmak, hakkını hukukunu gözetmek, ona eziyet etmemek ve hatta hediyeleşmek, İslam ahlakının bir gereğidir. Bu, aynı zamanda İslam'ın güzelliğini tebliğ etmenin en etkili ve en samimi yoludur (tebliğ-i lisan-ı hal).
Komşuluk Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
İslam'da kimler komşu sayılır?
İslam alimleri, komşuluk dairesini "kırk ev"e kadar (her yöne doğru) genişletmişlerdir. Modern apartman hayatında ise, aynı katta, alt ve üst katta ve aynı binada oturan herkes birinci dereceden komşu sayılır ve haklarına riayet edilmesi gerekir.
Gayrimüslim komşuya karşı sorumluluklarımız nelerdir?
İslam'da komşuluk hakları din ve inanç ayrımı gözetmez. Gayrimüslim bir komşuya da aynı şekilde iyi davranmak, hakkını hukukunu gözetmek, ona eziyet etmemek ve hediyeleşmek, İslam ahlakının bir gereğidir. Bu, aynı zamanda İslam'ın güzelliğini tebliğ etmenin en etkili yollarından biridir.
Komşudan gelen küçük bir ikramı reddetmek doğru mudur?
Peygamber Efendimiz, bir koyun paçası bile olsa komşudan gelen hediyenin küçük görülmemesini tavsiye etmiştir. İkramı, maddi değerine bakmaksızın, gösterilen sevgi ve düşüncenin bir işareti olarak kabul etmek sünnete uygun bir davranıştır.